“Gazze’de barışın garantörü olmaya hazırız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vazgeçilmez tek şartı var.
Dubai’de düzenlenen Dünya Hükümetleri Zirvesi’nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in Gazze’deki katliamına ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin barış için garantör ülke olmaya hazır olduğunu belirten Erdoğan, bunun için İsrail’in bağımsız bir Filistin devletinin varlığını kabul etmesi gerektiğini ifade etti.
1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi açıdan bütünleşmiş bir Filistin devleti kurulana kadar atılan her adımın eksik kalacağını belirten Erdoğan, “Diğer devletlerle birlikte garantörlük gibi sorumluluklara da hazır olduğumuzu belirtiyoruz. 70 bine yakın sivil yaralandı, 1,5 milyondan fazla insan göç etmek zorunda kaldı.” Gazze’deki trajediyle yüzleşmek için her türlü çabayı gösterdik, göstermeye devam edeceğiz. Türkiye’de toplam 380 hasta ve 344 refakatçiyi tedavi ediyor ve ağırlıyoruz. İsrail’in işlediği insanlık suçlarının takibi için adımları takip ediyoruz. Geçtiğimiz günlerde BM Filistinli Mültecilere Yönelik Teşkilatın “Prestij suikastlarının giderek artan düzeyde olmasından üzüntü duyduğumuzu belirtmek isterim” dedi.
Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları;
“Tarihimizin en büyük felaketlerinden birini yaşadık. Depremlerde 53 binden fazla canımızı kaybettik. Bir yıldan kısa bir süre sonra enkazları kaldırarak vatandaşlarımızın acil barınma ihtiyacını karşıladık. 15-20 bini karşılamayı hedefliyoruz.” Her ay bin konut ve yıl sonuna kadar 200 bin konut teslim ediyoruz.
“Dikensiz bir gül bahçesine hiç girmedik”
Allah’a şükür dost ve kardeş ülkelerin desteğiyle yaralarımızı sarıyoruz. Başta Emirates olmak üzere tüm dostlarımıza bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Değerli misafirlerimiz, etrafı ateş çemberi ile çevrili olan ülkemizin bu günlere ulaşması kolaydır. Dikensiz bir gül bahçesinde yürümedik. Elde ettiğimiz her başarının, uyguladığımız her reformun arkasında emek, gayret, sabır, tecrübe ve bilgelik vardır. Önümüze engeller ne kadar büyük olursa olsun hedeflerimizin peşinden kararlılıkla yürüdük.
“OKUDUĞUM ŞİİR NEDENİYLE…”
Yürüyüşümüz bugün de devam ediyor. Burada sizlerle çok samimi bir duygumu paylaşmak istiyorum. Ben sizin 40 yıldır siyasetin içinde olan bir kardeşinizim. Gençlik yıllarımızda sivil toplum alanında başlattığımız çalışmalarımızı siyasetin farklı düzeylerinde görevler üstlenerek sürdürdük. Türkiye’nin en büyük şehri olan İstanbul’un belediye başkanı seçildim. 4,5 yıllık görev süremiz boyunca bugün bile hayranlıkla konuşulan çalışmalara imza attık. Okuduğum şiirlerden dolayı siyasete kısa bir süre ara verdik. Ancak bu çok daha büyük olaylara yol açtı. Türkiye’yi her alanda büyüttük, ileri taşıdık. 31 Mart yerel yönetim seçimlerine hazırlanıyoruz. 40 gün sonra Allah nasip ederse 18. zaferimizi elde edeceğiz. ‘İnsana ancak emeğin karşılığı vardır’ anlayışıyla hareket ediyoruz. Tüm bu süreçler boyunca devletin devlet işlerinde yaşayabilmesi için her zaman insanı yaşatmayı ilke edindik.
“İSRAİL KATLİAM POLİTİKALARINDAN VAZGEÇMEDİ”
Türkiye zorlukları en iyi yöneten ülkelerden biri. Biz ilk günden beri barışın, adaletin ve diplomasinin yanındayız. Rusya-Ukrayna Savaşı’nda ateşkesin sağlanması ve kalıcı barışın önünün açılması sorumluluğunu üstlendik. Karadeniz girişimi gıda krizinin derinleşmesini engelledi. Tüm acılara rağmen adil barışın mümkün olduğuna olan inancımızı sürdürüyoruz. İnşallah bunun için çalışmalarımızı yoğunlaştırarak sürdüreceğiz. Analize ulaşamayan her örnek giderek büyüyor. Sorunların halı altına süpürülerek çözülemeyeceğini bir kez daha görüyoruz. Bunun son örneği Gazze’deki krizdir. 7 Ekim olayları ne olursa olsun, bugünkü krizin nedeni Filistin topraklarının giderek artan işgalidir. “Kendisini uluslararası hukukun üstünde gören İsrail, onlarca yıldır işgal, gasp, yıkım ve katliam politikalarından vazgeçmedi.”